Herkese merhabalar!
Büyük çabalar sonucunda nihayet, Güney Kore Hükümeti’nin
vermiş olduğu yüksek lisans bursunu kazandım. Öncelikle tebriklerini ileten
herkese tek tek çok teşekkür ediyorum.
Biliyorum ki, Güney Kore’de eğitim almak, birçok öğrencinin hayali. Kazandığımı duyurur duyurmaz bu bursla ilgilenen öğrencilerden sayısız mesaj aldım. Tabii ki, yıllarca hazırlanılmış bir şeyi herkese tek tek anlatmak oldukça zaman alıcı bir şey. Bu nedenle bu yazımda, ilgilenen herkese elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağım.
En başta paylaşmak istediğim bir şey var. Bu bursu çok
istediğini söyleyen ama bununla ilgili en ufak bir araştırmaya dahi girmemiş
olan arkadaşların işlerinin çok zor olduğunu belirtmek istiyorum. Bir kere,
seçicileri ikna etmeniz için, bu işi gerçekten istediğinizi ve bununla ilgili
kapsamlı bilgi sahibi olduğunuzu göstermeniz gerekiyor. Lee Min Ho yerine, bir
kerecik Kore’de eğitim sitelerine göz atsanız, kafanızdaki birçok sorunun
cevabını bulursunuz aslında. Böyle bir tepki göstermek istemezdim ama her
şeyden önce işin ciddiyetinin farkında olmalısınız.
Gelelim esas konuya.
Yüksek Lisans Burs başvurularının duyuruları, Ankara Kore
Kültür Merkezi’nin (KKM) resmi sitesinde yayınlanıyor. Her sene genelde şubat
ayının ikinci haftasında başvuru duyurusu yapılıyor ve başvuru süresi başlıyor.
Size bir aylık bir süre tanınıyor ve bu süre zarfında gerekli belgeleri KKM’ye
posta ile göndermeniz gerekiyor. Başvurma şartlarının arasında, üniversite not
ortalamasının 80 ve üzeri olması başlıca kural. Ayrıca ileri yaş, daha önce Kore’de eğitim almış olmak gibi
faktörler de, başvuruya engel teşkil edebiliyor. Bu noktada başvuru şartlarının
iyi okunması gerekmekte sevgili arkadaşlar.
Belgeler her sene değişmekle birlikte, genel olarak; gelecek
planı, çalışma planı, özgeçmiş, sağlık belgeleri, pasaport fotokopisi, referans
mektubu, dil belgeleri, aldığınız ödüller, yazdığınız tez veya yayınlamış
olduğunuz makaleler, nüfus kayıt örneği, diploma ya da mezun olunacağına dair
okuldan alınmış belge, transkript, lise diploması vs. şeklinde belgeler oluyor.
Başvuru duyurusuyla birlikte istenen belgelerin listesi ve bunun yanında birçok
ek bilgi de duyurunun içinde belirtiliyor.
Belge toplama aşamasında, tüm belgelerinizin İngilizce olması
gerekiyor. Kendi yazdığınız özgeçmiş gibi metinleri kendiniz İngilizce
hazırlamanızın yanında, resmi ve İngilizceye çevrilmesi gereken belgeler,
yeminli tercümanlar tarafından çevrilip noter onaylı olmak zorunda. Bu aşamada
tabii bir miktar para harcamanız gerekecek. Sağlık belgeleri arasında
uyuşturucu testi önemli olan belgelerden biri. Ve ne yazık ki, o da paralı bir
test L.
Baştan söyleyeyim, bu işlemler sırasında epey bir paranız gidecek buna hazır
olun. Dil belgeleri, ödüller, makale ve
tez gibi belgeler zorunlu olmayan ama puan getiren belgeler. -Yani Toefl,
Ielts(İngilizce) ve Topik(Korece) gibi sınavların belgeleri zorunlu değil ama
önemli. – Ayrıca tüm belgelerinizin ıslak imzalı olması gerekiyor, yani resmi
belgelerin fotokopileri kabul edilmeyecektir.
Belgeleri topladınız ve duyuruda verilen adrese gönderdiniz.
Mülakata gitmeye hak kazananlarının açıklandığı gün geldi. Öncelikle belirteyim
‘yalnızca hak kazananlar’ aranıyor. Tüm gün telefon beklemek çok stresli olsa
da, korkmayın genelde akşamüstü telefon ediyorlar. Başvuru yapan yüzlerce belki
binlerce kişinin arasından 18 kişi, belirtilen gün ve saatlerde Ankara’ya
çağırılıyor.
Mülakata giderken benim tavsiyem, düzgün giyinmeniz.
Bilenler bilir ben oldukça resmi ama yaşıma da uygun bir giysi ile gitmiştim.
Bunun için alışveriş falan yaptım. Giysi, sizin o işe saygınızı gösterir.
Mülakata gittiğimde kot pantolon, şıkır şıkır bilekliklerle gelmiş insanlar
gördüm. Jüri buna ne kadar takılıyor bilmiyorum ama ben olsam çok önemserdim.
Sade, koyu renkli ve resmi giysiler tercih etmeniz iyi olur diye düşünüyorum.
Mülakata hak kazandınız ise, tebrikler!
Fakat yalnızca 5-6 kişi seçilecek unutmayın. (Seçilecek kişi
sayısı da zaman zaman değişebiliyor, geçen senelerde 3-5 idi.) Öncelikle, içeri
girdiğinizde hal hareketlerinize dikkat ederseniz sizin için olumlu bir önyargı
ile başlarlar. Bir mülakatta nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili birkaç
tavsiye yazısı okumanızda fayda var diye düşünüyorum.
Heyecan, elbette olacak. Diliniz sürçecek, bazen
takılacaksınız konuşurken, normaldir. Bunları en aza indirgeyip jüriyi nasıl
ikna edersiniz ona odaklanmalısınız. Bir kere bölümünüzde ne kadar uzman
olduğunuzu, istekli ve bilgi sahibi olduğunuzu göstermelisiniz. Eğer yüksek
lisans yapacağınız alan bölümünüzden farklı bir alansa da, neden bunu
istediğinize dair sağlam sebepleriniz olmalı. Sordukları sorulara takılmadan,
mantıklı cevaplar vermelisiniz. Çok ilginç sorular da gelecektir. Kore
yemeklerini bile sorabilirler. Ben medya öğrencisi olduğum için Kore medyasıyla
ilgili sorular sordular mesela. Hem hazırlıklı gittiğim için, hem de zaten
işimi çok sevdiğim için, cevaplarımda onlara istediklerinden fazlasını verdim.
Normalde jüri rengini belli etmez ama entelektüel biri olduğum ve backroundumun
çok güzel olduğu şeklinde iltifat bile almıştım. Bunu duyunca içimde havai
fişekler patlamıştı tabii ehiehe. Her neyse, diyelim ……... bölümü okudunuz, ama
**** üzerine çalışmalar yaptınız. Bunun nedenini sorduklarında onlara geçerli
sebepler sunarsanız, gerçekten **** ile ilgilendiğinizi, göz boyamak için ya da
süs olsun diye o işle uğraşmadığınızı kanıtlamış olursunuz.
En çok gelen sorulardan biri ‘mülakat hangi dilde?’ oluyor.
Eğer resmi* dil sınavı belgeleriniz var ise, mülakatın tamamı Türkçe yapılıyor.
Eğer Korece veya İngilizce bildiğinizi belirttiyseniz fakat belgeniz yoksa
kesinlikle ve kesinlikle o dillerde soru sorarak bilginizi test ediyorlar. Eğer
bilmiyorsanız ve bildiğinizi de söylemediyseniz, sormuyorlar fakat bu sizin
için büyük ölçüde eksi puan.
Benimki çok ciddiydi ama genelde birçok kişinin mülakatı
eğlenceli geçiyormuş. Gülüp eğlenmeli, rahat bir ortam oluyormuş içerde.
Mülakata ikinci sırada girdiğim için herhalde, bendeyken daha ortam
ısınmamıştı. Yine de gülüp eğlenmelere kanmayın, ikinci kez deneyen birçok
kişi, geçen seneki mülakatlarının çok iyi geçtiğini, kazanamayınca
şaşırdıklarını söylüyorlardı.
Jüri her sene değişebiliyor. Geçen sene 4 kişiyken bu sene 4
Koreli 3 Türk’ten oluşan 7 kişi vardı.
Mülakat sonuçları telefon ile bildiriliyor. Bu kez
kazanmayanları da arıyorlar. Yine akşamüstüne kadar Hakan Altun modunda telefon
bekliyorsunuz.
Şimdi, bana hangi belgeleri koyduğumu falan soruyorlar. Ama
bu iş ne yazık ki ‘kazanan kişi ne verdiyse ben de onu vereyim kesin kazanırım’
şeklinde yürümüyor. Size bütün tabuları yıkacak bir örnek vereceğim.
Birincisi, rakiplerim arasında ikinci kez deneyen sayısız
kişiden tutun, Korece tez* yazmış insanlara kadar bir sürü aday vardı. (ikinci
denemede ek puan var) Yani rekabet büyük onu söyleyeyim.
Geleyim örneğime.
Çok yakın arkadaşım, lisesini birincilikle bitirmiş,
Boğaziçi öğrencisi, Samsung’da staj yapmış, Toefl ve Topik’ten çok yüksek
puanlı belgeler almış, üniversitesinde Kore topluluğu kurmuş, sağlam
referansları olan, yüz üzerinden iki yüz kere kazanacağına ve hak ettiğine
inandığım canım arkadaşım, ne yazık ki kazanamadı. Bunun gibi birkaç tane daha güçlü adayın kazanamadığını biliyorum. Bu örnekler sizi
umutlandırabilir ya da umudunuzu kırabilir. Hem rakipler güçlü de olsa pes
etmemeniz gerektiğini, hem de bazen ne kadar iyi olursanız olun bir şeylerin
eksik gittiğini düşündürecektir. Bardağın hangi tarafından bakacağınıza siz
karar verin.
Zorlu bir süreç. Yıpratıcı, gergin ve koşuşturmalı bir
süreç. Ama kazanınca aldığınız hazzın tarifi yok. İnanan, gerçekten isteyen ve
iyi hazırlanan herkesin kazanmasını gönülden diliyorum. Hepinize bu yolda
başarılar dilerim. Asla pes etmeyin.
Bu da, bu dönemde bana cesaret veren şarkımdı. Size armağan
ediyorum: http://www.dailymotion.com/video/x9jlv4_dima-bilan-believe_music
Haydi göreyim sizi!